Baba öfkeyle bağırıyordu:
- Rezalet! Kepazelik! Okulda iyice sermişsin. Hiç çalışmıyorsun!
- Ama baba, o kadar çok ders yığılıyor ki, başarmak imkânsız.
- Ne demen imkânsız? Ben Türkçede imkânsız diye bir kelime bilmiyorum.
Babasının bu sözü üzerine, oğlu odadan çıktı. Banyodan dişmacunu tüpünü alıp döndü, tüpü masanın üzerine sıkıp boşalttı. Sonra seslendi:
- Haydi bakalım, doldur şimdi bu macunu tüpe!