Timur, Bağdat’ı fethettiğinde askerlerine; çok merak ettiği, o dönemin ünlü şairlerinden Şirazi’yi bulup getirmeleri emrini vermiş. Askerler Şirazi’yi bulup getirmişler ama o da ne; üstü başı yırtık, dilenci gibi bir adam. Timur, Şirazi’nin aşağıdaki beyitine ithafen:
- Şirazi sen misin? demiş. Türk güzelinin bir benine Semerkant ve Buhara’yı verecek şair?
Şirazi cevap vermiş:
- Evet sultanım Şirazi benim. Zaten başıma ne geldiyse, bu cömertliğim yüzünden geldi!
“Eger ân Türk-i Şirâzî be dest âred dil-i mârâ
Be hâl-i Hinduyeyş bahşem Semerkand u Buhârâ”
Anlamı:
“Eğer o Şirazlı Türk güzeli, gönlümüzü hoş ederse
Onun Hintli gibi kara benine Semerkant ve Buhara feda olsun.”
Hafız-i Şirazi